Kur savaşları genel olarak büyük merkez bankalarının kurlarının değerini azaltmak için para politikasında ayarlamalara gitmeleri şeklinde tanımlanabilir. Bu kapsamda merkez bankaları kurlarının değerini azaltmak ve dolayısıyla ihracatlarını artırmak için karşılıklı gevşeme adımları atıyor. Bir aktörün ihracatının artması diğer bir aktörün ihracatının daralması manasına geliyor. Bu sebeple merkez bankalarının aksiyonları tek taraflı kalmıyor anında karşılık buluyor. Bu noktada teknolojik gelişmelere bağlı olarak son dönemde neredeyse tam entegre olan finansal piyasalar önemli bir yere sahip. Ayrıca finansal piyasalardaki gelişmeler reel sektörü de etkiliyor ve finansal piyasaların bozulması resesyonlara neden olabiliyor.
Kurun değersizleşmesi ihracatı nasıl artırır?
Para biriminin değerlenmesi ihracat potansiyeli olan malın fiyatının artmasına neden olur. Malın fiyatı artınca ithalatçı firmalar nispeten daha ucuz mal üreten ülkelere yönelirler ve ithalatını o ülkeden gerçekleştirirler. Yani para birimi değer kazanan ülkenin pazar payı daralmış olur.
Örnek vermek gerekirse; 2013 yılında Dolar TL kuru 2,00 seviyelerindeyken (1 TL= 1 Brezilya Real) Türkiye menşeli bir firma ABD'den 10.000 bushel soya fasulyesi (1 bushel= 100 USD; 1 bushel: 215 Brezilya Real) ithal ediyor olsun. Kurla çarptığımızda 10.000 bushellik soya fasulyesinin maliyeti 2013 yılında 2 milyon TL'ye tekabül ediyor.
2015 yılında Dolar TL'nin 2,9 seviyesine (1 TL= 1,3 Brezilya Real) yükselmesinin ardından soya fasulyesini ABD yerine Brezilya'dan ithal etmek mantıklı olacaktır. Çünkü Dolar, TL karşısında 2013 yılına göre %45 değer kazanmış ve Dolardaki değerlenme, TL cinsi ithal fiyatlara artış olarak yansımıştır. Sadece kur etkisini göz önüne alarak hesapladığımızda; ABD'den 2,9 milyona alabileceğimiz 10.000 bushellik soya fasulyesi Brezilya'dan alındığı takdirde 1,7 milyon TL'ye mal olacaktır. Yani ithalat firması, 10.000 bushellik bir ithalatta yaklaşık 1,2 milyon TL'lik tasarruf sağlayacaktır. Böyle bir durumda soya fasulyesi ithalatı için Türkiye menşeli ithalatçı firmanın rotasını Brezilya'ya çevirmesi gayet mantıklı bir hamle olacaktır. Verdiğim örnek statik bir analizdir. O açıdan Dolardaki değerlenmeye paralel düşen emtia fiyatlarını (örnekte soya fasulyesi), enflasyonu, vergi oranlarını ve vb. değişkenleri göz ardı ettim.
Kurlardaki değerlenmeyi ve değersizleşmeyi arz talep dengesiyle anlatırsak belki mesele daha anlaşılır olur. Bir maddenin (para birimi de olabilir) arzı talebinden fazlaysa madde değersizleşir. Tam tersi durumda ise madde değerlenir. Örneğin anzer balının arzı az, talebi fazladır. Yani herkes anzer balı yemek istese yiyemeyecektir. Burada görünmez bir müzayede geçerlidir. Bu sebeplerle anzer balının fiyatı yüksektir. Aynı şekilde su dünyada bol bulunan bir maddedir. Ayrıca su arzı, su talebini karşılamaktadır. Bu sebeple sunun fiyatı ucuzdur. Bu bakış açısını para birimlerine uygularsak; diğer değişkenlerin sabit olduğu varsayımı altında ECB'nin aylık 80 milyar euroluk varlık alım programı yapması (80 milyar euro para basması) euronun öncesine nispeten bollaşması manasına gelir. Öncesine göre bollaşan euro ise maddenin tabiatı gereğiyle elbette değer kaybedecektir.
Kur Ateşkesi ne manaya geliyor?
Son dönemde küresel güçler yavaşlayan ekonomilerini büyütmek için parasal genişleme hamleleri yürütüyorlar. Avrupa Merkez Bankası (ECB), gevşek para politikaları açısından zamanlama olarak Amerikan Merkez Bankası'nın (Fed) gerisinde kalsa da son dönemde yaptığı ek genişlemeci adımlarla ve negatif faiz uygulamasıyla Fed'in ötesine geçmiştir. Ayrıca ECB'nin negatif faiz trendini başlatmasının ardından başka ülkeler de negatif faiz furyasına katılmıştır.
Küresel aktörlerin bir birinden habersiz olarak attığı adımlar her merkez bankasını etkiliyor. Zira 2015 yılının son zamanlarında Çin Merkez Bankası'nın para birimi Yuan'ı değersizleştirmesi ve bir takım sermaye piyasası kurallarını yürürlüğe koyması, diğer aktörler tarafından çok beklenen hamleler değildi. Çin Merkez Bankası'nın bazı politika ayarlamaları 2016 yılının hemen başında küresel finansal piyasaların bozulmasına neden olmuştu. Finansal piyasalarda baskı oluşturabilecek bu gibi durumlarla karşılaşmamak için bazı büyük merkez bankaları zaman zaman kılıçlarını kınına koyup anlaşma yolunu seçebiliyorlar.
Shangai Accord (para politikası ayarlamalarıyla müdahale) son dönemde değerlenen doları dizginlemek için yapıldı. Anlaşma ismini yapıldığı yerden alıyor. Anlaşma bu yıl Şanghay'da düzenlenen G-20 zirvesinde yapıldı. Ancak anlaşmanın hangi merkez bankaları arasında yapıldığı veya gerçekten yapılıp yapılmadığı hakkında net bir kayıt yok. Fakat geçmişte de (1985) aynı şekilde bir anlaşmanın yapılması spekülasyonları haklı çıkarabilir. Zira G-20 zirvesinden sonra küresel merkez bankaları piyasa yanlı duruşunu güçlendirdi.
Tarihte başka örneği var mı?
Plaza Agreement (dolar alım satımı yapmak suretiyle piyasaya doğrudan müdahale) 1985 yılında ABD Hazine müsteşarı ve Fransa, Güney Almanya, Japonya ve İngiltere maliye bakanları arasında yapıldı. Bu gizli anlaşmanın yapılmasındaki amaç, birlikte hareket ederek doların frank, mark, yen ve paund karşısında değerini düşürmekti. Anlaşmaya ismini anlaşmanın yapıldığı New York's Plaze Hotel verdi. Aşağıdaki grafikte; ABD ile ticaret ilişkisi olan ülke para birimleri karşısında doların değerini gösteren endeksin 1985 yılından itibaren (anlaşmanın ardından) düşüş eğilimine girdiği görülüyor. Eğer G-20 zirvesi esnasında da böyle bir anlaşma gerçekten olduysa Dolarda aynı trendi önümüzdeki dönemde görebiliriz.
ÇEKİNCE:
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder