Demir, yeryüzünde en fazla cevheri bulunan ve tüm metaller içerisinde en yaygın kullanılan metaldir. Ayrıca demir, dünyada üretilen metallerin ağırlık olarak yaklaşık %95'ini oluşturmaktadır. Ülkemizde demir madenciliğinin %80'i Doğu Anadolu içerisinde yer alan Divriği'den gerçekleştirilmektedir. Ayrıca Balıkesir (Eymir ve Çarmık), Ege Bölgesi (Ayazmand ve Torbalı), Faraşa ile Karamadazı (Kahramanmaraş-Kayseri arasında) ve Doğu Marmara bölgesi (Çam dağı) demir madenlerinin bulunduğu önemli lokasyonlardır. Demir otomotiv sektöründe, gemi sanayinde, inşaat sektöründe, elektrikli ve elektronik aletlerin yapımında ve çelik üretiminde hammadde olarak kullanılır. Çelik, taş kömürü vasıtasıyla demir cevherinden üretilmektedir. Bu nedenle demir çelik fabrikaları, taş kömürü madenlerine yakın yerlerde kurulur. Öyle ki Ereğli ve Karabük demir çelik fabrikaları, taş kömürü madenine yakın olduğu için Zonguldak yakınlarında kurulmuştur. İskenderun demir çelik fabrikasında kullanılan taş kömürü ise taşıma maliyetlerinin uygunluğu sebebi ile Güney Afrika'dan deniz yoluyla ithal edilmektedir. Dünyanın çelik üretiminin %70'i taş kömürüne bağlıdır. Dünya taş kömürü üretiminin ise yaklaşık %13'ü (717 milyon ton) demir çelik sektöründe kullanılmaktadır.
Küresel ekonomideki yavaşlamayla uyumlu olarak demir ve çelik fiyatlarında dramatik düşüşler gözlemlendi. 2013 yılında ore başına 160 USD olan demir 2015 yılında 40 USD'nin altını gördü. Yani 2013 yılındaki en yüksek seviyesinden yaklaşık %76 değer kaybetti. Ayrıca metrik tonu 2011 yılında 748 USD olan Türkiye ihraç çeliği 2015 sonunda 300 USD'ye kadar (%-59) geriledi. Özellikle Çin ekonomisindeki büyümenin ivme kaybetmesi, Çin'de demir çelik stoklarının daha az kullanılmasına yol açtı. Çin, iç piyasadaki demir çelik stoklarını eritmek için ise damping uygulamasına başladı. Damping, bir ürünün piyasa fiyatının altına satılması manasına gelmektedir. Yani Çin elindeki stokları eritmek için zararına satışlar yapmaktadır. Zararına satış yapılmasındaki maksat, metal fiyatlarındaki düşüşün devam edeceğine yönelik spekülasyonlarla açıklanabilir. Ayrıca bazı Çinli demir çelik üreticilerinin tahvil borçlarını ödeyememe riskiyle karşı karşıya kalması da (nakit ihtiyacı) ellerindeki stokları ucuza çıkarmalarına neden olmuş olabilir.
Çin ekonomisindeki ivme kaybının ardından dünyada en büyük çelik üreticisi olan Çin 2015 yılı itibariyle net ithalatçı konumundan net ihracatçı konumuna geçmiştir. Çin'in demir ve çeliği dampingli olarak satması ise diğer çelik üreticilerinin kapasitelerini azaltmasına neden olmuştur. Hatta düşen demir çelik fiyatları bazı yerli üreticilerin üretim durdurma noktasına gelmesine neden olmuştur. 2015 yılında Türkiye, dünyada yedinci büyük çelik üreticisiyken 2015 yılında dokuzuncu sıraya gerilemiştir. Bu gerilemenin sebebi ise gerekli anti-damping tedbirlerinin alınmaması, ithalat kotalarının konmaması ve telafi edici vergilerin uygulanmaması olarak ifade edilebilir. Dünyanın çoğu ülkesinde Çin'in dampinglerine karşı tedbirlerin alındığı halde Türkiye'de bu problemi gidermeye yönelik bir adımın atılmaması, Türkiye'yi Çin demir çelik ithalatı için açık hedef haline getirmiştir. Dünya Ticaret Örgütü, tüm üye ülkelere yerel üretimlerini korumaları için haksız rekabet olaylarına karşı anti-damping soruşturmaları başlatma hakkı tanımıştır. Bu imkanların kullanılması, kotaların konması ve telafi edici vergilendirmelerin yapılması sektördeki üretim kapasitesinin korunmasında ve şirketlerin iflasa düşmeden üretime devam etmelerini tesis etmekte önem arz etmektedir.
Dahilde işleme rejimi, ihracat amaçlı ürünleri üretmek için gerekli olan ara mallarının ithalatına gümrük vergisi muafiyeti getiren bir ihracat teşvik sistemidir. İhracatçı firmalar, ihraç edilmesi planlanan malların üretiminde kullanılmak üzere hammadde, yardımcı madde, yarı mamul, mamul, ara malı ve ambalaj malzemelerinin başta değişik vergisel yüklerden muaf olmak üzere ve devlete ihracat taahhüdünde bulunmak şartıyla, çeşitli kolaylıklar ve teşviklerden yararlanabilirler. Türkiye ihracatının yaklaşık %45'ini Avrupa ülkelerine gerçekleştirmektedir. Avrupa ekonomisindeki toparlanmayla uyumlu olarak bu oran artış göstermektedir. Son dönemde artan jeopolitik riskler ve düşen petrol fiyatları Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesine yapılan ihracatımızın azalmasına neden olmuştur. İhracatımızın büyük çoğunluğunu yaptığımız Avrupa ülkelerine niteliksiz ürün ihracatının yapılması zor olduğundan dahilde işleme rejimi son dönemde tahribat yaşamıştır. Nihai ürünler, kalitesiz ve ucuz Çin çeliğinden yapılabildiği gibi kaliteli ve nispeten daha pahalı Türk çeliğinden de yapılabilir. Ancak dahilde işleme rejimi kapsamında yapılan bir nihai ürünün ithal edilmek yerine yurtiçi piyasada satılması dahilde işleme rejiminin amacına uygun bir davranış olmaz. Bu ayrıca cari işlemler dengesi gibi ekonomik dinamikler üzerinde de olumsuz baskı oluşturacaktır. Aşağıdaki tablo incelendiğinde dahilde işleme rejiminin bir takım aksaklıklara rağmen işlediği görülmektedir. Şöyle ki demir çelik ticaretinde bir açık olsa da demir veya çelikten üretilmiş eşya ticaretinde 2,7 milyar dolarlık bir fazla gözlenmektedir.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder