Küresel merkez bankalarından bazıları, ekonomiyi canlandırmak ve deflasyonist riskleri önlemek için negatif faiz uygulamasına geçti. Negatif faiz uygulamasına başlayan ilk banka Avrupa Merkez Bankası (ECB) olurken ECB'nin arından İsviçre Merkez Bankası beklenmedik bir şekilde negatif faiz uygulamasına geçmişti. Bu merkez bankalarını ise İsveç, Danimarka ve Japonya Merkez Bankaları takip ederek ilk kez ekonomilerini negatif faizle tanıştırmışlardır.
Negatif faiz uygulamasındaki amaç; bankaların elinde bulundurdukları atıl paraların merkez bankasına park edilmesinin önüne geçmek ve paranın yatırım ve tüketimine yönelmesini sağlamaktır. Resesyon veya deflasyonist risklerle karşı karşıya olan ekonomileri canlandırmak için böyle bir uygulamaya geçilmiştir. Ayrıca negatif faiz, bankaların merkez bankası nezdinde tuttuğu paralara faiz ödemesi durumu olarak da ifade edilebilir. Şöyle düşünelim; Deutsche Bank, ECB'ye elindeki atıl 1.000 euro'yu bir geceliğine (mevcut durumda mevduat faizi: %-0,3) yatırmıştır. Böyle bir durumda bir gün sonra Deutsche Bank, ECB'den yatırdığı parayı 997 euro olarak alır. Yani Deutsche Bank, ECB'ye 3 euro faiz öder. Bankalar ise ECB'ye faiz ödemek yerine daha nispeten cazip koşullarla ellerindeki fonları yatırımcı ve tüketicilere kredi olarak kullandırmak zorunda kalırlar.
Reel ekonomideki bozulmayı para politikalarıyla aklamak son dönemlerde trend haline dönmüş, para politikalarında ise çeşitlenme gözlemlenmiştir. Negatif faiz de bu trendin bir ürünüdür. Negatif faiz uygulamasının ekonomileri canlandırmakta başarılı olup olmadığını ise zaman gösterecektir.
ECB'nin mevduat faiz oranı gelişimi aşağıdaki grafikte gösterilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder