16 Mart 2016 Çarşamba

Tasarrufların ekonomi üzerindeki etkileri



Bilindiği üzere ülkelerin ekonomisini büyütebilmesi için yatırım yapması gerekmektedir. Eğer yatırımlar bir ülkenin yurtiçi tasarruflarıyla sağlanamıyorsa devreye yurtdışı tasarruflar girmekte; yani kamu ve şirketler yapmak istedikleri yatırımlar için yurtdışı fon kaynaklarına yönelmektedirler. Sonuç olarak yurtiçi tasarrufların üzerinde yatırıma dönen fonlar, ülkenin cari dengesine açık olarak yansımaktadır. Tasarruf oranları zayıf ve tüketim eğilimi yüksek olan ülkeler (örneğin; Türkiye) cari açık sıkıntısı yaşamaktadırlar. Bu noktada tasarruf oranının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYH) oranı uluslararası yatırımcılar tarafından dikkate alınan bir rasyo olarak değerlendirilmektedir. IMF'ye göre GSYH'sinin cari açığa oranı %4'ün üzerinde olan ülkeler kırılgan ülkeler olarak değerlendirilmektedir. Tasarruf açığı fazla olan yani yatırımlarını yurtdışı fonlarla finanse eden kırılgan ülkeler, finansal piyasalardaki oynaklıktan en fazla etkilenen ülkeler olmaktadır.

Son dönemde ülkemizde tasarruf oranlarını artırmak ve sisteme girmemiş atıl fonları finansal sistem içine dahil etmek için bir takım teşvik ve önlemler alınmıştır. Bunlardan en önemlileri Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) için verilmeye başlayan %25'lik devlet katkısı ve BES komisyonlarına yapılan indirimlerdir. Ayrıca TEFAS platformunun devreye girmesi de yatırım yapılacak fon grupları ve Fon üyesi kuruluşlara ulaşımı kolaylaştırmış ve atıl tasarrufların sisteme girişi için alternatifleri artırmıştır. Diğer taraftan Kamu bankalarının da katılım bankacılığına başlaması, faize duyarlı olan insanların (muhafazakar kesim) kamu güvencesiyle tasarruflarını sisteme sokmaları için bir teşvik unsuru olabilecektir.

1990'lı yıllarda %23-24 seviyelerinde olan tasarruf oranları mevcut durumda %12-13 düzeylerinde seyretmektedir. Dönemler arasındaki fark değerlendirildiğinde; Türkiye'nin tasarruf eğiliminin gittikçe azaldığı görülmektedir. Bu durum ise ekonomik dengeler açısından ciddi bir risk teşkil etmektedir. Çünkü sürdürülebilir büyümenin gerçekleştirilebilmesi için tasarruf eğiliminin yüksek olması gerekiyor. Tasarruf eğiliminin artırılması için ise orta ve uzun vadeli yapısal tedbirlerin alınması, tasarruf oranlarını artırmada daha etkili olabilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder